1875 - Üsküdar (Toptaşı) Askerî Rüşdiyesi
1914-Sokullu Numune Mektebi
1926 - Üsküdar (Toptaşı) 15. İlkokulu
1948 - Sokullu Mehmet Paşa İlkokulu
1997 - Sokullu Mehmet Paşa İlköğretim Okulu
2013 - Sokullu Mehmet Paşa İlkokulu
Toptaşı Hamamı'nın hemen üst tarafı, bir zamanlar Atik Valide Külliyesi'nin tabhanesi- nin olduğu sahadır. Tabhane sözcüğü, Farsçada güç, kudret anlamındaki tab ile ev, yer, mekân anlamına gelen hane kelimelerinden oluşur. Özellikle darüşşifaların yanında bulunan tab- haneler, iyileşen hastaların nekahet devrelerini uygun şartlarda geçirmeleri maksadıyla inşa edilirdi. Buradaki tabhaneyi de darüşşifanın bir parçası olarak kabul etmek gerekir. Ayrıca taş- radan gelen yolcuların da bu tabhanede konak- ladığı bilinmektedir. İşte Sokullu Mehmet Paşa İlkokulu, Atik Valide Külliyesi'nin, günümüze ulaşmayan tabhanesinin olduğu saha üzerinde yükselmektedir. Bu tabhane, III. Selim devrinde darüşşifa ile beraber süvari kışlası olarak kul- lanılmaya başlanmış, II. Mahmut devrinde de aynı amaçla hizmet vermiştir.
Şimdiki taş bina, Sultan Abdülaziz dönemin- de açılan dokuz askerî rüşdiyeden biri olarak, Toptaşı (Üsküdar) Askerî Rüşdiyesi adıyla ve de 1875 yılında faaliyet göstermeye başlamış- tır. Burhan Felek, bu dokuz rüşdiyeden Toptaşı, Fatih ve Soğukçeşme rüşdiyelerinin çok meşhur olduğunu ifade eder. Osman Nuri Ergin, bu askerî rüşdiyeler ile ilgili şu genel malumatı verir:"Askeri rüşdiyelerde tedrisat, mülki rüşdi- yelerden daha muntazam ve daha disiplinli idi. Asker müdürler, asker dâhiliye zabitleri, hatta asker hocalar bu mektepleri idare ediyorlardı. Talebe askeri üniforma giyiyordu. Bu rüşdiyelerden çıkanlar askeri idadilere girmek mecburiyetinde olmadıklarından bir kısmı mektebi bitirir bitirmez hemen hayata atılır, bir kısmı mülkiye idadilerini takip eder ve bir kısmı da memuriyete girerdi. Askeri Rüşdiyelerde her üç ayda bir kendi hocaları tarafından hususi ve sene sonunda harbiye ve idadiye mekteplerindeki hocalar ta- rafından umumi imtihanlar yapılırdı. Askerî Rüşdiyelerin programı şimdiki ilk mekteplere tekabül eder. Arapça ve Farsçadan başka yabancı dil olarak Fransızca da okutulurdu ve resim dersine çok ehemmiyet verilirdi. Tahsil müddeti ilk açıldığı zaman üç sene idi. Sonraları dörde çıkarıldı."
İki katlı binanın güney cephesi, buradaki kot yükselmesi nedeniyle tek kat gibi algılanır. İkinci kata, hem dört cephede hem de iç avluya bakan kısımlarda, yapıya genel görünümünü kazandıran uzun ve beşik kemerli pencereler açılmıştır. Alt kattaki pencereler küçük ve dikdörtgen şeklindedir. Caddeye bakan cephe ise ikisi kapının sağında, dördü de solunda olmak üzere altı dükkân şeklinde tanzim edilmiş, bu dükkânlar sonradan binaya dâhil edilmiştir.
Çok güzel bir girişi olan okulun kapısının iki yanında, yukarıda vazo betimlemesiyle sona eren sütunlar yükselir. En üstteki kemerli bölümde, Osmanlı Devleti'ni sembolize eden arma bulunur. Armanın üstünde Sultan Abdülaziz'e ait kazınmış tuğra, altında ise "Mekteb-i Rüşdiye-i Askerîyye" yazılı levha yer alır. Bu levha ile kapı kemerinin arasında ise sekiz mısralı çok güzel bir hat ile yazılmış bir kitabe bulunmaktadır. Sokullu Mehmet Paşa İlkokulu üzerinde orijinal kitabesi bulunan üç okuldan biri, ayrıca bir manzum kitabeye sahip tek okul durumundadır. Çok özel manzum kitabesi ise şöyledir: "Maarifi yapmayı, vatanın geleceğini sağlamak için kendisine iş edinen Sultan Abdülaziz, ne Istanbul, ne Bağdat, ne Suriye kaldı; her yerde rüşdiye mektebi açmak için vaktini, parasını harcadı. Okuyup yazmanın, bilgi edinmenin okkası, tartısı çok ucuzken gel sen de bilgi azığını buradan topla. Kalemi vatan için koşan Hüsnü, tarihini yazarken şunları söyledi: Askerî rüşdiye çalışmaktan doğan feyzin kaynağıdır."
Bu manzum kitabenin şairi olan Hüseyin Hüsnü Paşa; Girit, Selanik, Konya, Bursa, Yanya gibi pek çok şehirde valilik ve de Zaptiye nazırlığı yapmış bir devlet adamıdır. 1877'de vali olduğu Yanya'da vefat etmiştir. İbnülemin Mahmut Kemal İnal, kaybolan eserleri dışında Manzume-i Hüsn-i Eser adında yüz beyitli, matbu bir eseri olduğunu belirtir. Kitabenin hattatı olan Aziz Bey ile ilgili malumatı yine İbnülemin sayesinde elde ederiz. 1850'de dünyaya gelen Aziz Bey, Ahmet Cemalettin Bey'in oğlu, hem Osmanlı tarihi hem de Üsküdar için çok özel bir isim olan Pertev Mehmet Sait Paşa'nın torunudur. Pek çok memuriyetlerde bulunmuş, II. Meşrutiyet'in ilanında meclis reisliği de yapmıştır. Aynı zamanda şair ve yazar olan Aziz Bey'in şiirlerinden Hazreti Hüseyin için yazdığı mersiye sağlığında yayımlanabilmiştir. Kendi el yazısıyla on dört defter halinde yazdığı, "Ådât ve Merasim-i Kadime" ile "Ta'birat ve Muâmelât-ı Kavmiyye-I Osmâniyye" adlarını verdiği ve o devrin adet ve gelenekleriyle ilgili çok değerli bilgiler ihtiva eden notları ise 1995 yılında, Osmanlı Ådet, Merasim ve Tabirleri adıyla yayımlanmıştır. 1918'de hayatını kaybeden Aziz Bey, dedesi Pertev Paşa'nın, avlusuna bir kütüphane yaptırdığı Çiçekçi Camii haziresine defnedilmiştir.
Yüksek tavanlı koridor ve sınıflara sahip olan okulun sınıf kapıları ve koridor geçiş yerleri, pencereler gibi kemerlidir. Dışarıdan fark edilemeyen bir iç avlusu olan yapının arka tarafında, gözlerden uzak ocak yerleri vardır. Okulun hamama bakan bahçesinde ise bir çeşme bulunmaktadır. Suyunun tadından dolayı halk tarafından Acı Çeşme ismiyle anılan bu çeşme, Kaymakam Emin Bey tarafından 1855 yılında, daha eski bir çeşmenin yerine yaptırılmıştır. Yakın zamana kadar kitabesinin olduğu noktaya kadar asfalta gömülmüş ve yanına ancak merdivenle inilebilen bu çeşme, yapılan çalışma ile gün yüzüne çıkarılarak şimdiki yerine alınmış; böylelikle Üsküdar, adeta bir çeşmenin ikinci doğumuna şahitlik etmiştir. Mehmet Nermi Haskan, çeşmenin kitabesini "Kaimma- kam-ı asker-i topi Emin Beğ'in / Hayr-ı celile zatını kılmış Huda delil / Tecdid idüb bu çeş- meyi bezl-i nukud ile / Ruh-u Hüseyni eyledi siyrab-ı selsebil/Mihri bu resme eyledim iş- rab-ı tarihin / Manend-i Kevser akdı nev-á- yet-i bi-adil 1271 (1854-55)" şeklinde aktarır. Sokullu Mehmet Paşa İlkokulu, yine bu kitapta anlatılan okullar içinde, bahçesinde kitabeli bir çeşmeye sahip olan tek okul olma özelliğini de taşımaktadır. Çeşmenin hemen yanında yer alan ve Nurbanu Valide Sultan tarafından yaptırılan Tabaklar Namazgâhı'ndan ise günümüze ulaşan bir iz yoktur.
1875 tarihinde açılan Üsküdar Askeri Rüşdiyesi, ortaokul seviyesinde olup gündüzlü ve dörder sınıflı bir okuldu. 1876 yılında 6 öğretmeni, 1 dâhiliye zabiti ve 148 öğrencisi olan okul, bu okulla aynı yıl açılan Paşakapısı Askerî Rüşdiyesinin 1893'te mülkiye idadisine dönüştürülmesinden sonra Üsküdar'ın tek askerî rüşdiyesi olarak 1914'e kadar eğitime devam etmiştir. II. Meşrutiyet'in ilanıyla birlikte, askerî rüşdiyelerin kademeli olarak lağvedilme sürecinde, okul da sivilleşerek Sokullu Numune Mektebi ismini almıştır.
1926 yılında Üsküdar (Toptaşı) 15. İlkokulu adını alan okulun adı 1948 senesinde Sokullu Mehmet Paşa İlkokulu olarak değiştirilmiştir. Bu arada okul binasında ciddi bir onarım ihtiyacı belirmiştir. Öyle anlaşılıyor ki ilk aşamada bu tarihî binada eğitime devam etmenin pek de mümkün olmadığı sonucuna ulaşılmış ve yeni bir okul binası inşa edilmiştir. Okul, 1959 yılında bu yeni binaya taşınmıştır. Rahmi Ünüvar'ın bu konuda verdiği bilgi şöyledir: "Okul olarak kullanılan yapıt çok harap bir hale geldiğinden, içinde çalışmak mümkün olmadığından, Toptaşı Cezaevinin yanında, dört katlı, yeni, büyük bir okul yapıtı yapılarak eski okuldan yeni okula taşınılmıştır. Yeni okulda 23 Kasım 1959 tarihinde öğretime başlanmıştır."
"Okul olarak kullanılan yapıt çok harap bir hale geldiğinden, içinde çalışmak mümkün olmadığından, Toptaşı Cezaevinin yanında, dört katlı, yeni, büyük bir okul yapıtı yapılarak eski okuldan yeni okula taşınılmıştır. Yeni okulda 23 Kasım 1959 tarihinde öğretime başlanmıştır. "Bu taşınma ile ilgili bir başka bilgi ise ilkokulu burada okuyan Abdülkadir Özbank'ın Toptaşı ismini taşıyan kitabında karşımıza çıkar. Bazı yanlış bilgileri de ihtiva eden bu bölümde anlatılanlar şöyledir: "... Bu binanın karşısında Sokullu Mehmet Paşa'nın yaptırdığı iki katlı büyük bir yapı var. Topçu kışlası olarak mı yoksa kışla olarak mı yapılmıştır. Alt katı boydan boya direkli taşlık. Burada kışın bahçede oynar gibi koşuşurduk. Bu bina Atatürk ve İnönü zamanında ilkokul olarak kullanıldı. İsmi 15. İlkokul idi. Ben bu okulda okudum. Demokrat Parti zamanında Sokullu Mehmet Paşa İlkokulu ismini aldı. Sonra eskidi. Tamir etmediler. Hastane Bahça dediğimiz bir arsaya Valide Cami'nin o güzel görünüşünü bozacak şekilde yeni bir ilkokul binası yaptılar. Tamir masrafı mı fazlaydı yoksa inşaat masrafı mı bilinmez. Sokullu Mehmet Paşa'dan gelen bina tarihi eser sayılmaz mı? Öyle yıkılmaya terk etmek doğru mu? Bu binanın bir de büyük bahçesi vardı. Bahçe kapısının önünde Toptaşı Caddesinde yalak dediğimiz, atların su içmesine mahsus mermer duvarlı bir çeşme var. Yaz kış acı suyu akar durur."
Yeni binasında öğrenime başlayan okul, tam belirleyemediğimiz, ancak 1960'ların sonu diye tahmin ettiğimiz yıllarda eski binasına geri dönmüştür. Bu tahmini yapmamıza neden olan ve büyük bir hatadan geri dönüldüğünü bildiren haber, 15 Nisan 1966 tarihli Üsküdar Gençlik Sesi gazetesinde karşımıza çıkar:
1997 yılında ilköğretime dönüştürülen okul, 2013 yılı itibariyle yeniden ilkokul olmuştur. Okula adı verilmiş olan Sokullu Mehmet Paşa (1505-1579), Osmanlı Devleti'nde görev yapan sadrazamlar içinde müstesna bir yere sahiptir. Kanuni Sultan Süleyman'ın son yıllarında yüklendiği bu vazifeyi II. Selim ve III. Murat devirlerinde de sürdürmüştür. Devlet işlerini yürüten asıl kişi olduğundan, bu devir onun adıyla da anılır. Osmanlı coğrafyasının pek çok şehrinde yaptırdığı hayır eserlerinin pek çoğu günümüzde de ayaktadır. İstanbul'da, tamamı da Mimar Sinan tarafından inşa edilen eserleri, bu şehrin güzellikte emsalsiz yapıları durumundadır. Kadırga, Azapkapı ve Büyükçekmece'deki adını taşıyan camiler bu fasılda ilk akla gelenlerdir. Türbesi ise Eyüp'te inşa ettirdiği külliyededir.
Kaynak: Üsküdarın Tarihi Okulları / Sinan Yılmaz
Adres:
Validei Atik Mahallesi Eski Toptaşı cad. No 106 ÜSKÜDAR / İSTANBUL
Telefon
0216 553 31 21